İç mimarlık ve bilgisayar mühendisliği öğrencisi 2 tarihe meraklı arkadaş olarak, araştırmalarımızı ve edindiğimiz enteresan bilgileri başka insanlarla da paylaşmak istedik. Bu blog daha çok klasik tarih araştırmaları değil de bir mimar ve mühendis öğrencinin bakış açışıyla kaleme aldığı yazılardan oluşuyor. Keyifli okumalar dileriz...

12 Mart 2017 Pazar

Eflatun Manastırı

Bir önceki yazımızda Alaaddin Tepesi üzerindeki Eflatun Mescidi ve Platon'un mezarının burada bulunması ihtimalinden söz etmiştik. Bu yazıda da Konya'daki bu Eflatun Efsanesi üzerine değerlendirmelere devam edeceğiz. Konya ve Sille arasında bulunan Eflatun Manastırı veya halk diliyle Ak Manastır'ı yazmak istedik.



Hristiyan devri arkeolojisi bakımından Anadolu'yu vaktiyle en iyi tanıyanlardan olan Ramsey bu manastır için şu sözleri kullanır; "...Bu manastır şehrin 5 mil kadar kuzeybatısında Takkeli Dağ'ın hemen dibinde, kayalık dar bir vadi içindedir. Manastır vadinin kuzey tarafındaki dik bir uçurumun altında olup müslümanlarca da kutsal sayılmaktadır. Ortasında bir mescit bulunmaktadır. Mevlevi dervişlerinin başı olan çelebi efendi, her yıl buraya zeytinyağı vakfeder. Türklerin bu saygısını bildiren efsanenin en iyi versiyonuna göre ilk çelebi efendilerden birinin veya doğrudan doğruya tarikatın kurucusu Celaleddin'in kendi oğlu bu uçurumdan düşerken, bir aziz tarafından kurtarılmıştır... Manastırdaki Türk camiisinin yanında Meryem, Aziz Sava ve Amphilokios adlarına sunaklar vardır. Bunlardan sonuncusu yani Amphilokios Konya'da özel bir saygı görüyordu. Ayrıca şu da ilgi çekicidir ki bu manastır Mevlevilerin kutsal yazılarında Platon'un Manastırı olarak zikredilmektedir."

Kaynak: Semavi Eyice "Akmanasür", Şarkiyat Mecmuası VI,, S. 137-139


Yukarda yazılanlara göre Eflatun ismi biz Türklere göre Devlet kitabının yazarı ünlü filozof Platon,  Yunanlılara göre ise Amphilokios isimli filozof. Konya'da Eflatun üzerine yapılan tarihi eserlerde geçen yazıda bahsettiğimiz Eflatun Mescidi, bu yazıda ki Eflatun Manastırı'nın yanı sıra Beyşehir'de bulunan Eflatunpınar  Hitit anıtları bizim bu efsanemizi araştırmaya yetecek olan deliller.

Bunun yanında bu manastırın müslümanlarca kutsal sayılmasının sebebi Mevlana'nın bu manastırı her yıl bir kere ziyaret edip burada kalmasından kaynaklanmaktadır. Eflaki'de bu hadiseyi şu şekilde anlatmıştır; "Deyr-i Eflatun (Eflatun Manastırı)'nın baş papazı yaşlı engin ve bilgili bir adamdı. İşte bu papaz hikaye etti ki; Mevlana bir gün dağın eteğinde bulunan bu Deyr-i Eflatun'a gelmişti. Soğuk su çıkan mağaranın dibine kadar gitti. Bende mağaranın dışında durmuş ne olacak diye bakıyordum. Mevlana 7 gün 7 gece o soğuk su içinde oturdu. Ondan sonra kendisinden geçmiş bir halde dışarı çıkıp yola koyuldu. Gerçekten onun mübarek vücudunda bir değişiklik olmamıştı."

Kaynak: konya.bel.tr

Bu yazdıklarımıza göre Eflatun Manastırı müslümanlar içinde çok değerli bir yer haline geldi. İçine daha sonraları bir mescid bile yapıldı. Bununla beraber zamanımızda çok az bir bölümü kalıntı olarak durmaktadır. 

Eflatun'un mezarının bulunmaması ve Konya'da, Yunanistan'dan daha çok Eflatun ismine tarihi eserlerin bulunması bizim kafamızda büyük soru işaretleri uyandırıyor. Bir önceki yazıda olduğu gibi Eflatun'un mezarının Alaaddin Tepesi'nde olması olasılığı bile ciddi derecede araştırmaya değer bir mesele..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder